Ön not: Bu teorik, her zaman doğru olanı tarif edecek bir yazıdan ziyade pratik ve "Şu konuda ne yapmam gerekir?" şeklinde hızlıca cevap veren bir yazı bu. Ona göre okumalı.
Aslında, elimden geldiğince insanlara yardım etmeye çalışırım. Bundan keyif alırım amma velâkin bir süre sonra kimseye yaranamadığımı, yaranamadığım gibi de kendime vakit ayıramadığımı fark ettim. Ben de, her fazlaca şeyi filtrelemek gerektiği fikriyle kendime belli başlı yardım etme kriterleri koydum. Zira maksat, esas yardım edilmesi gerekenleri edip gerekmeyenleri eleyebilmek.
Aslında kıstasım, gereklilikten ziyade "fayda" üzerine. Bir şey faydalıysa, o şey yapılabilir. Bu biraz ahlaki açısından sakıncalı görünebilir. Zira işin sonu "Bana yarıyorsa yaparım" demeye varıyor. Ama benim demek istediğim "kolektif faydadır". Herkesin elde ettiği faydanın toplamı nasıl maksimize edilebilirse o şekilde davranmayı uygun görürüm.
Ana ilke: Bu işin bana faydası var mı?
Bir işi yapacaksam ve o şeyden maddi ya da manevi zerre faydalanmayacaksam o işi yapmanın hem anlamı yoktur, hem de motive olamam. Başka birisi kendisine göre çıkarlar elde edebilir ve onun elde edeceği çıkarları engellemiş olmam. Böylece baştan savma iş yapmak yerine, işi güzelce yapacak birisine devrederim.
Örnek: Mesela ki benden köpek gezdirmem istenebilir. Ama ben ne anlarım ne de hoşlanırım. Hâlbuki köpekleri seven birisine verilse bir iş, ona çok daha fazla katkısı olur.
İstisna ilkesi: Bu iş, çok vaktimi alıyor mu?
Eğer bir işi yaptırmak için bana muhtaçlarsa ve bu iş çok vaktimi harcamayacaksa o işi yapabilirim. Benim kaybım fazla olmaz, ama karşıdaki insanın kazancı kaybıma göre yüksek olursa kolektif fayda bakımından daha yararlı olur.
Örnek: Diyelim ki bir psikoloji merkezi var ve hastalarına danışanlarına psikolojik testler yaptırıyorlar. Orada çalışanların programlama bilgisi olmadığı için testlerin sonuçlarını saymak başlı başına bir külfet, saatler alan bir şey. Hâlbuki bana verilirse, yirmi dakikada kuracağım algoritma aracılığıyla hızlıca yüzlerce testin sonuçlarını bir dakikada hesaplayabilecek bir test yapabilirim. Benim minik bir zararıma karşın, onların elde edeceği kazanç yüksek olur. Kolektif fayda sağlanır.
Birinci Kural: Karşıdakinin amacı doğru mu?
Eğer yapılan işi onaylamıyorsam, amacı doğru görmüyorsam zaten o işin manevi yıkımı yüksektir. Bu yüzden işi üstüme alamam. Bu öncelikle bana zarar verir.
Örnek: Örneğe gerek bile yok aslında. Bir hırsıza yardım etmek ister misiniz? Hırsız bu işten faydanabilir, ancak sizin için yarattığı yıkım çok yüksektir.
İkinci kural: Yapılan şey, karşı tarafa fayda sağlıyor mu?
Bir kişi kendisi için zararlı olan şeyi pekâlâ yapmanızı isteyebilir, bu "Kolektif fayda" ilkesine göre zaten terstir. Çünkü karşı tarafa verdiğiniz zarardan bir vakit sonra doğrudan veya dolaylı olarak siz sorumlu olursunuz. Karşı taraf zaten zarar görmüştür, siz de ardından zarar görürsünüz.
Örnek: Kişinin en değerli varlığının yaşamı olduğunu kabul ederek: Ötenazi. (Ötanazi değil.) İntiharı onaylamıyorsak, ötenaziyi hiç onaylayamayız. Zira bu durumda bir ölümden kişinin kendisi değil, ötenaziyi gerçekleştiren kişi de sorumlu olmuş olur. Eğer ötenazi zorla yaptırılırsa, bu yaptıran kişiye yönelik bir saldırıdır.
Son Kural: Yapılan şey, topluma faydalı mı?
Belki yapılan yardım çok vaktimi alıyor ve bana faydasız olabilir, karşımdaki kişiye de faydasız olabilir. Ama yapılan iş genel toplum refahına yardımcı olacaksa eğer o iş yapılabilir, neticede kolektif faydaya büyük ölçekte yardım edecek bir şeydir bu. Ancak bunun belli bir sınırı var, eğer bu yardım durumu sürekli olarak zamanını alacaksa ve benden fedakârlık gerektirecekse kaçınmak bir tercih olabilir.
Örnek: Bu da basit, bir sivil toplum örgütüne destek olmak veyahut yolu kapatan bir taşı kaldırıp başka bir yere koymak olabilir. Etkisi doğrudan olmasa da dolaylı olarak etkide bulunan şeyleri içerir bu kural.
Bazı Olay Örnekleri
Bir öğrencinin ödevini yapmak
Sık sık, bilgisayar mühendisliği öğrencileri benim gibi Psikoloji okumuş bir adama gelirler ve hocalarının verdiği algoritma veya başka türlü ödevlerini yaptırırlar. Ruby ile ilgilendiğim için sık sık 19 Mayıs Üniversitesi öğrencileri bana mesaj atar. Bazılarını kabul ettim, ancak kabul etmemem gerekir. Bunu incelersek eğer:
- Ana ilke: Bu işin bana bir gram faydası yok.
- İstisna ilkesi: Bu işi yapmak benim için de kolay değil, kafa patlatacağım.
- Birinci kural: Amaç doğru değil, zira esas amaç dersten kaytarmaktır. Buna niye katılayım?
- İkinci kural: Karşı tarafa zararı var, zira kendi eğitiminin gerektirdiği yetkinliği elde etmekten kişiyi alıkoyar.
- Son kural: Topluma faydadan ziyade, zarar getirir. Çünkü bir kişi yetkin olmadan ona "yetkinliğini" ispatlayacak olan diplomayı vereceğim.
Üzgünüm, Atakum'da sürteceğine git iki kuruş Ruby öğren sevgili dostum.
Uzun süreli çevre çalışmasına katılmak
Bu konu kafamı çok kurcalamıştır ve bunu, üstteki kıstaslara göre kıyaslarsam bile tartışmalıdır. Zira, kolektif fayda bakımından oldukça etkilidir fakat bana veya bulunduğum çevreye karşı fayda da getirmez. Ancak bu, kolektif fayda açısından oldukça faydalıdır.
- Ana ilke: Bana doğrudan faydası yok.
- İstisna ilkesi: Vakit, zaman ve kendi emeğimi harcayacağım.
- Birinci kural: Amaç doğru ve güzeldir.
- İkinci kural: Bu iş içinde bulunduğum gruba faydalı olabilir.
- Son kural: Zaten amaç topluma yöneliktir.
Bu işi reddetmek doğru olandır. Çünkü kolektif fayda prensibine ne kadar uyarsa uysun ilgimi çekmediği için ana ilkeyle çelişir, istisna ilkesi de bunu tersine çevireyeceğine göre bunu reddedeceğim.
Seferberliğe katılmak
Diyelim ki ülkede bir savaş çıktı ve eli silah tutabilecek her erkeği tek tek toplamaya başladılar. Geçmiş olsun. Bir insanın yaşayabileceği en berbat şey olmalı bu. Şimdi şöyle bir çelişki var, savaşa katılmalı mıyım yoksa bir yolunu bulup kaçmalı mıyım?
- Ana ilke: Faydayı geçelim, zararı var.
- İstina ilkesi: Katılmazsam kurşuna dizerler, katılırsam en azından kurtulma şansım var.
- Birinci kural: Amacın yorumu koşula göre değişir, ama bir başka güruhu imha etmek üzere örgütlenmeyi doğru bulamam.
- İkinci kural: Bu işin bana faydası olmasa da beni savaşa çağıranlara faydası var, karşı tarafa yok.
- Son kural: Savaş, stratejiyi uygulayıp kansız bir şekilde en kısa sürede biteceğini vadediyorsa bu iki taraf için de faydalıdır. Savaş uzayacaksa iki taraf için de olumsuzdur.
Kolektif faydayı öngöremiyoruz ve gerçek öngörü için daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. Kolektif faydayı es geçmek doğru olur, elimizdeki tek kriter bireysel fayda olabilir. Bu durumda, savaşa gitmem doğru olandır. Çünkü reddedersem yakınlarımın ve benim maddi ya da manevi zarara uğrayacağım barizdir.